Mustafa Kemal Atatürk'ü özlemek, yalnızca bir lideri değil, aynı zamanda bir dönemi, bir ideali ve bir umut ışığını özlemektir. O, Türk milletinin en zor dönemlerinde ortaya çıkarak bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine önderlik etti. Onun liderliğinde kazanılan zaferler ve gerçekleştirilen devrimlerle, Türkiye Cumhuriyeti modern ve çağdaş bir devlet haline geldi.
Atatürk'ün vizyonu, sadece o dönemi değil, geleceği de aydınlatan bir rehberdi. Eğitimden hukuka, ekonomiden sosyal yaşama kadar pek çok alanda gerçekleştirdiği reformlar, milletimizin kaderini değiştirdi. Onun azim ve kararlılığı, bugün bizlere ışık tutmaya devam ediyor. Ancak, aramızda olmaması, onun o bilgece yol göstericiliğini ve yürekten gelen samimiyetini özlememize neden oluyor.
Atatürk'ü özlemek, aynı zamanda onun insan sevgisini, doğa tutkunu, sanata ve bilime olan ilgisini de özlemek demektir. Onunla aynı dönemi paylaşamamış olsak da, bıraktığı miras sayesinde onunla aynı idealleri ve değerleri paylaşma şansına sahibiz. Ancak yine de, onun sesini duymayı, bir lider olarak topluma hitap edişini izlemeyi arzuluyoruz.
Bugün, Atatürk'ün idealleri doğrultusunda ileriye bakan bir Türkiye görmek en büyük dileğimizdir. Onun "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözüyle barışçıl bir dünya hayalini gerçekleştirmek, Atatürk'ü özlemenin ve ona olan bağlılığımızın bir göstergesi olarak kabul edilir. O, yalnızca bir asker, devlet adamı ve reformist değil, aynı zamanda Türk milletinin gönlünde taht kurmuş bir liderdir. Atatürk'ü özlemek, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin unutulmaz kahramanını ve onunla birlikte gelen umudu, azmi ve kararlılığı hatırlamak demektir. Onun mirasını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak, Atatürk'ü özlemenin en anlamlı yoludur.
Vefatının 86. yıl dönümünde Ata'mızı saygı ve özlemle anıyoruz.